10 Temmuz 2015

Nafile turlardan sonra erken seçim mi?.. Enseyi karartmayın!

Erdoğan artık eski Erdoğan değil. Bundan sonra da olamaz. AKP de öyle...

Enseyi karartmayın!
7 Haziran öncesine göre daha iyi bir noktadayız; tekrar olacak ama bir ‘uçurum’un kenarından döndüğümüz için öyle.
Şimdi siyasetin alanı genişlemiş durumda.
Demokrasi ve hukuk devletiyle ilgili umutların geleceğe dönük olarak yeşerdiği bile söylenebilir.
Ve bir nokta özellikle vurgulanmalı:
Erdoğan artık eski Erdoğan değil.
Bundan sonra da olamaz.
AKP de öyle.
7 Haziran öncesinin AKP’si değil.
AKP’nin eskisi gibi Erdoğan’a biat etmeye devam edeceğini söylemek de güç.
Davutoğlu, kamuoyu önündeki konuşmalarında Erdoğan’a ne kadar toz kondurmasa da, ona karşı ne kadar özenli bir dil sergilese de, AKP-Erdoğan ilişkilerinin eskisi gibi devam edebileceğini öne sürmek inandırıcı olamaz.
Kısacası:
Erdoğan için de, AKP için de eski güzel günler geri gelemeyecek.
Bunların tüm belirtileri gün geçtikçe suyun yüzüne vurmakta...
Bunun için enseyi karartmayın diye başladım yazıya...

Cumhurbaşkanı Erdoğan; 7 Haziran seçimlerinden 30 gün, milletvekillerinin yemin etmesinden 16 gün, yeni TBMM Başkanı seçiminden 8 gün sonra 63. Hükümet'i kurma görevini AKP Genel Başkanı Davutoğlu'na verdi

 

Bağırıp çağırma, kutuplaştırma işe yaramadı

Erdoğan artık eski Erdoğan değil. Bundan sonra da olamaz. Erdoğan için de, AKP için de eski güzel günler geri gelemeyecek

Erdoğan’ın tek adamlığı seçim sandığından çıkamadı.
Başkan babalık heveslerine geçit verilmedi 7 Haziran’da.
Erdoğan bugün artık inişte...
Ama anlaşılan o ki, bir ‘erken seçim’le şansını bir kez daha denemek niyetinde.
Belki de, AKP’nin tek başına hükümet kurabileceği bir çoğunluğu elde etmenin alt yapısını, yeni bir seçim stratejisini oluşturmaya çabalıyor.
Belki de bunun için sesi soluğu fazla çıkmıyor, ortalıkta pek öyle gözükmüyor.
Her Allah’ın günü bağırıp çağırmanın, Türkiye’yi kutuplaştırmanın seçim sandığında işe yaramadığı gerçeği, belki de 7 Haziran’da kafasına dank etmiştir.
Bugün için Erdoğan’la AKP kurmaylarının kafasını burgaç gibi oyan soru şu olabilir:
Kasım ayında yapılacak bir ‘erken seçim’de 18 milletvekili daha fazla çıkarıp, tek başına hükümet için gerekli 276 sayısı yakalanabilir mi?

Erken seçim senaryosu zorlanıyor

Latif Demirci, HürriyetAKP’nin en azından 276 milletvekili çıkarması için neler yapılması gerektiği sır değil:
(1) HDP’ye giden Kürt oylarını yeniden kazanmak...
(2) Sandığa gitmeyen AKP’li seçmenleri tekrar sandık başı yaptırmak...
(3) MHP’ye kaçan oyları geri almak...
(4) 7 Haziran’da az farkla seçimlerin kaybedildiği yerlere -nokta atışlarıyla- çullanmak...
AKP, bu dört noktada başarıyı yakalayıp 7 Haziran’ı bir ölçüde olsun tersine çevirebilir mi? Yoksa yeni bir hayal kırıklığı yaşayabilir mi?
İkisi de mümkün.
Bugün siyaset sahnesinde esen havaya bakılırsa, Erdoğan’la AKP erken seçim senaryosunu zorluyorlar.

AKP-MHP mucize, AKP-CHP çok güç

Erdoğan’ın kafasını burgaç gibi oyan soru şu olabilir: ‘Erken seçim’de tek başına iktidar için gerekli 276 sayısı yakalanabilir mi?

AKP ile MHP arasında bir koalisyon ancak bir mucize gerektiriyor.
AKP ile CHP arasında bir büyük koalisyon da -keşke olabilse ama- çok güç.
Peki ya bir AKP-HDP koalisyonu?..
Politika kulisinde bu seçeneği az da olsa konuşanlar yok değil ama ihtimal vermiyorum.
Ayrıntılara girmek de içimden gelmiyor.
Hangi koalisyon neden olmaz sorusu hakkında o kadar çok konuşuldu ki, artık kabak tadı verdi.
Ayrıca, kabak tadı vermesine de çanak tutuldu.
Çanak tutanların başında ise -tabii perde arkasında- Tayyip Erdoğan’ın geldiği rahatça söylenebilir.

AKP ile MHP arasında bir koalisyon bir mucize gerektiriyor. AKP ile CHP arasında bir büyük koalisyon da çok güç... AKP-HDP koalisyonunu konuşanlar yok değil ama ihtimal vermiyorum

 

‘Koalisyon olmuyor’ algısı

Hurriyet Daily News Ankara Temsilcisi Serkan DemirtaşErdoğan, 7 Haziran’dan beri siyaseti kendi istediği noktaya, yani ‘erken seçim’e getirmek için eti çürütme gayretinde.
Kazanabildiği kadar zaman kazanmak ve bu süreç içinde de muhalefet partilerini koalisyon karşıtı göstermek istiyor.
Serkan Demirtaş’ın geçen gün Radikal’deki yazısında belirttiği gibi:

Koalisyon opsiyonunu tüketme:
Hem Erdoğan’ın müdahaleleri, hem de partilerin kendi iç dinamikleri nedeniyle, olası iki hükümet formülasyonun da (AKP-CHP ve AKP-MHP) gerçekleşmesi giderek zorlaşıyor.
Erdoğan, “Azınlık hükümeti çare olmaz” diyerek, son seçeneği de kendisi gündemden düşürdü.
Ve mevcut parlamentodan hükümet çıkmayacağı tezini güçlendirdi.
Kamuoyunda ‘koalisyon olmuyor’ algısı:
Bu sürecin en önemli hedeflerinden biri de, kamuoyunda koalisyon olmuyor algısını güçlendirmek ve özellikle muhalefet partilerini uzlaşmaz bir görüntüye hapsetmek. Başbakan Davutoğlu’nun 7 Haziran’dan bu yana izlediği pozitif siyaset görüntüsü de bu algıya güçlü bir dayanak oldu.
CHP lideri de aynı anlayışta siyaset yapmak istemesine rağmen önce Baykal bunalımı, daha sonra Bahçeli ile yaşanan polemikler istediği sonucu almasını engelledi.

Erken seçim 7 Haziran öncesi
kâbusu tekrar yaşatmaz

Meraklanmayın, erken seçim 7 Haziran öncesi kâbusunu Türkiye’ye bir daha yaşatamaz

Erdoğan 7 Haziran gecesinden beri ‘erken seçim’i kafaya takmış durumda.
Bunun için Davutoğlu’yla birlikte yeni bir oyun sahneliyor.
“Koalisyon istemeyen bu muhalefet partilerinden ne köy olur, ne kasaba!” havasını basıyor Saray’dan.
“İstikrarı biz temsil ederiz”, “Kavga isteyen taraf biz değiliz” demeye getiriyor.
Ve böylesine bir hava içinde yeni hükümeti kurma görevini Davutoğlu’na veriyor.
Şimdi ne mi olacak?
Bence nafile turlar başlayacak. Ve neyin olamayacağı gösterildikten sonra erken seçim Türkiye’nin kapısını çalacak.
Ama yazımın başında söylediğim gibi:
Enseyi karartmayın!

Bir
Erken seçim de demokrasi oyununun ayrılmaz bir parçasıdır.
İki
Artık Erdoğan eski Erdoğan, AKP de eski AKP değil.
Üç
Kısacası, 7 Haziran öncesine göre daha iyi bir noktadayız.
Dört
Meraklanmayın, erken seçim 7 Haziran öncesi kâbusunu Türkiye’ye bir daha yaşatamaz.

 

        

 

Yazarın Diğer Yazıları

CUMHURİYET’in 100. kuruluş yıldönümünü kutluyorum

Cumhuriyet’te geçen 18 yılımı “Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim” isimli kitabımda yazdım

Zülfü'nün hüzünlü sesi...

Yaşlı hatıralar beni dipsiz bir kuyu gibi içine çekiyor

Sevgili Celal Başlangıç gurbette, memleket hasretiyle gitti

Adam gibi adamdın, iyi gazeteciydin, seni "Yeşilyurt dışkı yedirme" haberiyle hatırlayacağım hep...